Yazan: Ayşe KUTLUHAN

Aslı’nın, Ferhat’ı korumak adına Yusuf’u bırakmasının ardından; Ferhat’ın, Aslı’nın gitmesine göz yumması ile sonlandırmıştık, geçen haftaki bölümü… Aslı’nın suskunluğu, Ferhat’ın kızgınlığı ve kırgınlığı ile karışıp sonu görünmez bir mesafe koymuştu aralarına, buz gibi… Bölüm boyunca yer yer ikisine kızdığım hatta kükrediğim yerler oldu, açıkçası. Ancak, ‘’Bana bir ölçü ver.’’ derseniz Aslı sabrımın sınırlarını bir hayli zorladı, diyebilirim size kurduğu her cümleyle… Bölüm bittiğinde dönüp sosyal medyaya baktığımda; bir kısım Aslı’ya kızarken, bir kısım Allah ne verdiyse Ferhat’a saydırıyordu. Herkes kendine göre haklı, muhakkak. Ama ben iki saatlik bir bölümü seyredip bitirdiğimde kulağımda hâlâ Aslı’nın gidişinin ardından Ferhat’ın, ‘’Bu masal böyle bitmemeliydi doktor! İyileştirdiğin yaralar daha kabuğunu dökmemişti. Daha dokunacaktın… Belki öpecektin… Ama sen hastana arkanı döndün… Yarı yolda bıraktın… İhanet bu! Daha fazla acıtarak gidiyorsun! Benden geçmişimi çalarak…’’ deyişiyle Aslı gitmesin diye kırk takla atan Ferhat’ın ardından Aslı’nın Jülide’ye ‘’Gitme, demedi.’’ diyerek ahkâm kestiği cümleleri çınlıyorsa, durup bir kez daha düşünürüm ben…

Bir tarafta çok haklı olarak ‘’Geçmişim’’ diyen yaralı bir adam var. Bir tarafta ise ona merhem olmak için bir hayli emek sarf etmiş ancak, her daraldığında giderek onu yarı yolda bırakmış bir kadın var. Şimdi siz söyleyin! İyileşmeye çalıştığını bariz bir şekilde gösteren ve bunu silahını bırakarak net bir şekilde belli eden bir adamın ardından ‘‘Ben çok inanmıştım, iyileşeceğine ama olmadı.’’ demek, ne kadar adil? Ferhat için değişmek cafcaflı süslü sözler söylemek değil, bana göre bunlar olması gereken en son şeyler. Ferhat zaten Aslı ve bebeğini seçerek, zor olacağı halde geçmişine sünger çekerek, değişime bir adım değil bence birçok adım atmış bir insan. Bütün bu yaşananlardan sonra sen bu söylediklerine gerçekten inanıyor musun peki, Aslı Çınar Aslan? Ferhat’ın sana olan sevgisinin bittiğine inanacak kadar ne yaşadın? Ferhat’ın da Dilsiz’e söylediği gibi, Ferhat’ı korumak adına sakladığın o büyük sır varken Ferhat’ın seni ve bebeği korumak adına sakladığı gerçeği bu kadar büyütmen, ne kadar adil? Bana aşırı paranoyak bir durum gibi geldi. Belki de Ferhat haklıydı. Ferhat senin için iyileştirilmesi gereken bir hastaydı. Egon tavan yaptı. İyileştirdin… Şimdi her zora geldiğinde çekip çekip giderek onu daha da çok kanatıyorsun. Devam et… Burnunu Kaf Dağı’ndan aşağı indirmediğin sürece, çok ağlarsın…

Ferhat, Aslı’nın gidişinin ardından öğrenemediği cevaplarla kaldı ortada. Dilsiz’e de dediği gibi cevaplar kaçıyordu ondan… Yusuf’un ‘’Koca bir yalanın içinde yaşıyorsun, Ferhat Aslan.’’ demesiyle beraber, Aslı’nın suskunluğu ve gidişi Ferhat’ı dipsiz bucaksız bir boşluğun ortasına savurdu adeta. Sormadı, Aslı’ya ‘’Yusuf ne biliyor?’’ diye sormadı… Bekledi… Gözlerinin içine içine baktı… Son kez ‘’Bana söylemek istediğin bir şey var mı?’’ diye sordu. Ondan duymak istedi ama Aslı söylemedi. Herkesten farklı olduğuna inandığı ve herkesten çok güvendiği karısının geçmişini ona söylemesini bekledi ama o, susmayı tercih etti… Susarak Ferhat’ın hem geçmişte hem bugünde hem de geleceğinde kaybolmasına izin verdi, Aslı. Ferhat’ın  geçmişini temizlemeden geleceğine düz bir çizgide tertemiz başlaması, imkânsızdı. Yusuf’tan öğrenebilirdi diyenlere, ‘’Aslı’nın her şeyi bildiği yerde Ferhat’ın Yusuf’la işi kalmamıştır.’’ diyorum ben. O saatten sonra Ferhat için tek gerçek Aslı’dır.

‘’Saat dokuz! Nefes alamıyorum be doktor… Günün bu saati iki haftadır nefes almak bana haram. Hayat diyorlar! Devam diyorlar! Bak! İnsanlar mutlu, umutlu… Ne yaşayacakları meçhul… Ama gülümsüyorlar. İyi bakmayı öğrenmişler. Ben! Ben yumruğum hep sıkılı vurmaya hazır, elimde nasır kabalaşmış acıyor… Uyku yok! Hayata kötü bakmayı öğrenmiş gözlerim… Kalbim susmuş… Kurşunun irini içimde, zehir akıyor her gün… Doktor yok! Çaresi yok! Saat dokuz, o yok! Çirkin yok! Güzel yok! Mutluluk ikisine de yasak olduktan sonra ne kalıyor be doktor? Nedir hayat? Acıdan ibaret… Alacağın sayılı nefesten ibaret, koca bir boşluk. Geldi! Şimdi nefesimi kesen ne peki? Aşk? Sevgi? Öfke? Çaresizlik? Umutsuzluk? En kötüsü, Ferhat Aslan’ın ta kendisi mi? Hangisi?’’

Ferhat’ın kurduğu bu muhteşem cümlelerle devam etmek istiyorum. Eminim herkes içinden de olsa böyle afili cümleler kuramaz demiştir, Ferhat için. Evet, ben de dedim ama dememe rağmen iştahla da dinledim. Keşke bu sözlerin üçte birini Aslı’nın gözlerinin içine bakarak söyleyebilseydi, Ferhat. Ama söylemeyeceğini değil, söyleyemeyeceğini gayet iyi biliyoruz. Aslı’nın her akşam saat dokuzda çirkini beklemesi gibi Ferhat da her akşam dokuzda aldığı nefesi unutmuştu, hiç kuşkusuz. Söylediği her cümlede canının nasıl yandığını Aslı’nın hayatıyla ilgili sakladığı sırrın ona en az kurşun yarası kadar acı verdiğini, olmayışının onu ne kadar nefessiz bıraktırdığını; birine dile getirmese de kendi içinde dile getirdi Ferhat. Bu bile benim için bir adımdır. Tam o esnada Aslı’nın gelmesiyle olduğu yerde kalakalması…Boğazının düğüm düğüm olması… İçimde bir yerlerde ikisinin de birbirlerine ne kadar büyük bir özlem duyduklarını hissettim dersem kesinlikle yalan olmaz. Kalpleri değil ruhları inattan ve gururdan zırh giyinmiş bir çiftte kaybolmuşuz biz. Başımıza gelecek her şey müstahak bize.

Ferhat’ın birbirine karışmış duygularının üzerine bir de oğlunun olacağını öğrenmesi onu biraz daha dağıttı dersek yalan olmaz. O an yapmak isteyip de yapamadığı şeyleri az çok hepimiz biliyoruz sanırım. Hayal ettiklerimizle yaşadıklarımız arasında biz de onlarla beraber savrulduk. İşin garip tarafı öyle bir aşkın ortasında kaldık ki biz bile vazgeçemezken Aslı ile Ferhat nasıl vazgeçsin, birbirlerinden…

Ufak notlarım,

  • Restoranda Cüneyt Gülsüm’e ‘’Seni kim kurtaracak?’’ dediğinde, yemin ederim ben çığlık attım. Ne demek kim kurtaracak? Yavrum ıssız bir adada mısın, sen? Bağırsana!!! Restoran insan dolu…
  • Ferhat, Namık’la konuşmaya gittiğinde ‘’Namık bu… Her şeyi kılıfına uydurur ve sıyrılır işin içinden.’’ .. dedim, dediğim de çıktı. Ne kadar güzel izah etti her şeyi Ferhat’a, bilmesem ben de inanırım o derece… Ferhat ‘’Babamdan sonra yapman gereken her şeyi yaptın sen, dayı. Eyvallah…’’ dediğinde bütün dünya üzerime çullanıp saçımı başımı yolmuş gibi hissettim, yemin ederim. Evet, tam da ondan Ferhat Aslan! Müthiş bir tetikçi yetiştirdi senden. Cidden bütün görevini yerine getirmiş. Haa! Unutmadan ‘’Öldürdüğün adamı.’’ değil, Namık Emirhan!!! ‘’ Öldürttüğün adamı!’’ düzeltelim… Sayende tek bir kurşunla siyaha geçti Ferhat Aslan. Şimdi sağ olsun Aslı sayesinde gri ile siyah arasında mekik dokuyor…
  • Jülide’ye tahammülü kalan var mı? Benim cidden yok! Gülsüm’e yaptığı arsızlıklar… Vildan’ı doldurmaları… Cüneyt’e sırnaşmaları… Abidin’e yılışması son radde! Ay bak, aklıma geldi yine midem kalktı… Arsız Jülide! Sen kimsin ki Aslı’yı Ferhat’a karşı dolduruyorsun!!! Çapsız! Tamam, sakinim…
  • Dilsiz’den Yusuf’un annesinin adresini isteyen Ferhat’a ‘’Ben sana iki adresi yollayayım da sen hangisine istersen oraya gidersin.’’ diyen Dilsizler candır… Hülya’yla bir ömür mutlu olur, umarım…
  • Aslı için ‘’Hiç yakışmadı!’’ diyen Yeter’e sesleniyorum: Sen bu kadar zeki kadın, şimdi her şeye ‘’MUŞ’’ … Yavrum kocaman bir torunun oldu… Uyan! Uyan! Yakında eli fincanlı ayyaş gelinin olursa, hiç şaşma. Handan’la dünürlüğe alışmışsın zaten… (Tamam! Vurmayın… Ferhat, Aslı’dan başka kimseye bakmaz.)
  • Masada miras konusu konuşulurken ‘’Ferhat masada yokken…’’ diyen Abidinler de candır. Bu ayrı mesele… Abidin Ferhat’a flash belleği getirdi ve içinde Cüneyt’in itirafı olduğunu ve bu itirafı Gülsüm’ün aldığını söyledi. Yahu Ferhat, nasıl ‘’Neden Gülsüm?’’ diye sorgulamaz… Bu ayrı saçmalık…
  • Ferhat’ın şişe vursa da eline silah alması beni çok rahatsız etti. Abidin hâlâ Özge olayını bilmiyor… Ferhat bu gerçekle ortada dolaşırken Abidin’in yüzüne nasıl bakıyor, çok şaşkınım. Ferhat’ı iyice karaktersiz bir konuma soktular. Abidin’e Gülsüm haram, Ferhat’a her şey mubah… Oldu canım…
  • Vildan’ın düğün organizasyonu sadece Hülya’ya yaradı. Vildan’a da kızmıyorum. Onun ruhu ayyaştı zaten. Umarım annesini dinler ve evden giderler. Gitmeden bir iyilik yap Vildancığım ve bize Özge’nin babasının Ferhat olmadığını, en başından beri bunu senin kurguladığını söyle. Olur mu?
  • Aslı, hastanede Ferhat ile hiç alakası olmayan bir adamı ona benzeterek iyice şuurunu kaybetti, bence. Aslı! Bolu’yu bilirsin… Sevdiceğinin memleketi… Hahh!!! İşte onun pazarı geçti. Sen Niğde’ye yol al, yavrum belki yetişirsin. Ferhat gelmez!!!
  • ‘’İnsanlardan geçmek bu kadar kolay mı?’’ diye soran Yiğit’e ‘’Herkes benden geçiyor’.’ diyerek o cümleyi yüreğime oturttu Ferhat. Haklıydı… Aslı susmak adına Ferhat’tan vazgeçmedi mi? Ne diyebiliriz ki?
  • Aslı’nın rüyasına fragmanda başladık yükselmeye. Sağ olsunlar güzel trollediler bizi ama olsundu… O sahneyi rüya bile olsa görmek, güzeldi…
  • Aslı’nın kontrolden çıktığındaki yüz ifadesine kötü anlamlar yüklemek istemiyorum. Artık iki çirkine birden sahip olmanın verdiği anlık duyguydu, bence.
  • Aslı’nın bıçaklandığı sahneye tek cümlem yok. Zira başından sonuna oldukça özensiz ve oldukça sıradandı…
  • Aslı’ya çok yüklendim değil mi? Ona kızgınlığımın fazla olması, Ferhat’a kızmadığım anlamına gelmiyor. Sen kimsin ki Aslı’ya ‘’Sen böyle mi anne olacaksın?’’ diyebiliyorsun!!! Uzaktan baba olunmuyor, Ferhat Efendi! Aslı senden gitti ama bebeğini senden almadı. Gayet de iyi biliyorsun adresini. Arayıp sordun mu hiç, nasıl olduğunu? Kızgınlığın ve kibrin bebeğinin önüne geçtiyse, Aslı’yı suçlamanın bir anlamı yok. Sen kendine bak…

Ferhat yarım yamalak da olsa gerçekleri öğrendi finalde. Namık Emirhan tam tutuklandı derken polis arabası kaza yaptı. Ben de deli gibi fragman bekleyenlerdenim. Gelecek bölüme dair en ufacık tahminim yok. Son olarak İbrahim Çelikkol için bir şeyler söylemek istiyorum: Birinci bölümden tut da son bölüme kadar enfes bir oyunculuk seyrettim. Ancak, son bölüm benim için oyunculuk çıtasının en yüksek noktası dersem, yeridir… Bir oyuncu ancak bu kadar yakışır bir karaktere ve bu kadar hissederek oynar. Anlatmaya kelimeler yetmez. Oyunculuğu ile her şeyi herkesi ezdi geçti. Nokta!

Bölümde emeği geçen herkesin yüreğine sağlık…

Sevgiyle kalın…

 

 

 

Benzer Yazılar

Bir Yorum Yazarak Siz de Katkı Sağlayın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.