YAZAR: Tuğçe YELİZ

Bergson’a göre; nedensellik prensibi, aynı sebebin tekrarlanışının aynı sonucu vermesidir. Yani kısaca nedensellik, yaşamda her şeyi basite indirgeyen bir neden-sonuç ilişkisine bağlamaktır.
Ali’nin de duygularını en basit şekilde ifade ettiğini göz önünde bulundurduğum zaman “suçluluk” duygusunu neden hissetmediğini anlayabiliyorum. Otizmli bireylerin geneli hayatı en minimalize şekilde yaşadıklarından onlar için her olayın bir açıklaması ve nedeni olmalıdır. Dolayısıyla neden-sonuç ilişkisine uyduramadıkları hiçbir durum duygularını kolay kolay tetiklemez ancak bu hep böyle devam edecek diye bir kaide de yoktur elbette. Onların alışmaya ve hissetmeye eğimli olduklarını varsayarsak yeni duyguları ve kuralları da kabullenebilecekleri gibi bir gerçek var.

Ali, Adil Hoca’nın tüm çabasına rağmen içinde bulunduğu durumu bir sonuca bağlayamazken Nazlı’yı dolaylı yoldan da olsa üzmüş olduğu gerçeği onun aydınlanmasındaki en kuvvetli etken oldu.


Nazlı’nın da dediği gibi Ali’nin bu dünyadan olduğuna inanmak gerçekten güç. Öyle ki yalan söylemesini dahi beceremeyecek kadar tertemiz bir insandan bahsediyoruz. Ee hâl böyle olunca Tanju Hoca’nın da bu durumun farkında olarak Ali’ye yaklaşıp amacına ulaşması kaçınılmaz son oldu tabii. Bu durum gerek Adil Hoca gerekse Nazlı açısından kötü görünüyor olsa da Ali’nin lügatına “vicdan” kelimesini eklediği için gayet memnunum.

Ben çok ilginçtir ki Tanju’ya kızamıyorum. Evet çıkarları doğrultusunda art niyetli düşüncelere başvuruyor ama söz konusu işi olduğu zaman, bir o kadar otoriter ve profesyonelce hareket etmesini de biliyor. Nasıl ki Ferman, Ali’nin kararlarını sorgulamadan kabul ediyorsa bende Tanju’nun söz konusu işi olduğu an verdiği kararları asla sorgulama peşine düşmüyorum. Kaldı ki o ameliyattan Nazlı’yı çıkarması Nazlı’nın ikinci bir vicdan azabından kurtulmasına sebep oldu.


Doktorların en değişmez ilkesi, hastaları ayırt etmeden her birine aynı ilgi ve alakayla yaklaşmaları olmalıdır hiç şüphesiz.  Dolayısıyla sebebi her ne olursa olsun Nazlı’nın işine duygularını karıştırarak yaklaşması doğru değildi. Bu konuda o benden bir eleştiri aldı ancak Tanju’ya da ufak bir sitem etmeden geçemeyeceğim. Nasıl ki doktorlar hastaları ayırt edemezse diğer çalışma arkadaşlarını da aynı şekilde ayıramaz. Verdiği kararlar her ne kadar doğru olursa olsun kendisinden bir alt kademede olsa bile hemşirelerin yaptığı işler için “ıvır zıvır” ifadesini kullanmak Tanju’ya hiç yakışmadı. Unutmamak gerekir ki sağlık sektörü de her iş gibi bir ekip işidir ve hemşirelerle doktorlar birbirini tamamlayan, bir bütün oluşturan birimlerdir. Biri olmadan diğeri olmaz.

Nazlı’nın tepkilerini ilk etapta çok abartılı bulmuştum açıkçası ama bölüm ilerledikçe anladım ki aynı noktadan kanayan bir yarası varmış. Tepkisini her ne kadar doğru bulmuyor olsam da ben aynı durumla karşı karşıya kalsam nasıl bir yol izlerdim, bu sorunun cevabından emin değilim yani demem o ki her ne kadar kızsam da bir noktada onunla empati yapabiliyorum. Yine de tüm bu duygusallığa rağmen tam da ondan beklediğim gibi davranarak yardıma ihtiyacı olan birinin üstünden ellerini çekmedi ve yeni bir vicdan azabının kapısından döndü.


Bu hafta izlediğimiz bölümde vicdanıyla baş başa kalanın sadece Nazlı ve Ali olmadığını çok net bir şekilde gördük. Ferman da tıpkı onlar gibi belki daha fazla, aynı yükün altında. Hem de benim tahminimden fazla bir süredir.
“Vicdan bir insanın giyebileceği en ağır hükümdür.” Ferman’ın söylediği bu söz aslında o kadar doğru ki. Vicdan, insanın en hassas adalet tartısıdır. İnsan her şeyden kaçabilir ancak ondan kaçamaz. Yaptığımız bir hata ya da kötülüğü başımızı yastığımıza koyduğumuz andan itibaren hissederiz ve içimiz içimizi kemirir. Bunun içindir ki vicdan insanın yanlışlarının farkına varmasını sağlayan, doğruya yönlendiren en etkili araçtırDolayısıyla biz onu öldürmediğimiz sürece vicdanımız yanılmaz bir yargıçtır.

Ferman’ın Nazlı’yla konuşurkenki sözlerine ve tepkilerine baktığım zaman geçmişinde kendi hatasından dolayı zarar gören birilerinin olduğuna neredeyse eminim artık. Bu duyguyu derinden tatmayan insan, böylesine içten bir konuşma yapamaz çünkü. Her ne kadar “Vicdan acısı hiç unutulmuyor ama alışacaksın söz!” diyor olsa da bu konu açılınca derin derin uzaklara dalıp dolan gözleri, onu daha çok ele veriyor. Ferman’ın hikâyesini çok ama çok merak ediyorum ve her geçen bölüm öğrenme isteğim ve heyecanım daha da artıyor.

Ferman’da en takdir ettiğim özellik işindeki soğukkanlı tavrı. Durumun en çıkmaz olduğu anlarda bile her zaman bir çözüm yolu buluyor ve bunu ustalıkla sergiliyor, tıpkı Ali gibi. Ali’nin bu hafta yaşadıklarının farkında olmayışından kaynaklı soğukkanlılığı Ferman’ın oldukça işine yarayarak onları muhteşem bir ikili yaptı. Birinin bilgisi diğerinin yeteneğiyle öyle kusursuz bütünleşti ki hastanın adeta yaşamaktan başka şansı yoktu. Bu ikiliyi bir arada görmek içimi ısıtıyor ve beni oldukça mutlu ediyor.


Aslında Demir karakterinin umursamaz, ukala tavrını seviyorum ama ona da ufak bir sitemde bulunmadan bitiremeyeceğim yorumumu. Açelya’nın tavırları çok rahatsız edici olsa da Demir’in ona karşı tutumunu beğenmiyorum. Sevgili Demir, neticede karşında sana âşık olan bir kadın var, bunu bile bile sırf sen başkasını seviyorsun diye Nazlı’nın yanında “Öpücük hayatımın hatasıydı” demen ne kadar doğru bir davranış? Konu ya da kişi ne olursa kim olursa olsun birini göklere çıkarırken diğerini yerin dibine sokan tutumlara her zaman karşı çıkmışımdır. Dolayısıyla bu hafta benden geç kalınmış bir eksi yedin haberin olsun. Tıpkı Nazlı’nın dediği gibi ne yap ne et Açelya’nın gönlünü al çünkü sana bu yakışır.

Mucize Doktor‘un bu hafta beni  en çok cezbeden yanı hiç kuşkusuz replikleri oldu. Özenle seçilmiş, insanları düşünmeye sevk eden çok güzel sekansları vardı. Özellikle bölüm sonunda yapılan “dünyada adalet karışık bir mesele” göndermesi birçok açıdan düşünmemizi gerektirecek bir cümleydi.

Yazan, çeken, oynayan emek veren herkesin yüreğine sağlık. Haftaya önce ekran karşısında pazar günleri de @dizisin.com ‘da görüşmek dileğiyle. Sevgilerimle…

Benzer Yazılar

Bir Yorum Yazarak Siz de Katkı Sağlayın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.