Her Yerde Sen 22. bölüm

YAZAR: Şeyma BULUT

Sevgi dediğin çoğaldıkça güzeldir. Yaratıcı; akciğeri, böbreği, el ve kolları ikişer tane vermiş ama kalbi tek yaratmış. Diğer yarısını bulabilip de bütünleşsin diye. Her insan diğer yarısını bulana kadar eksiktir. Ne zaman ki ruh eşini bulur, işte o zaman tamamlanır. Selin ve Demir de yarımken bir oldular. İki ayrı bedende atan tek bir kalple ruhları birleşti. Bu hayatın mucizesidir. Milyarlarca insan arasında hayat arkadaşını, yol arkadaşını bulduğunda gökkuşağının o parıltılı renkleri de hayatının her bir köşesine dolar. Bu sadece karşılıklı sevme durumu da değildir. Her şeye göğüs gerersin sevdiğin için. Kayahan’ın sevgili eşine yazdığı şarkısında söylediği gibi “Seninle her şeye varım ben, sen benim uğurlu yolumsun, yıldızlara yürürüm senle, sen iste canım senin olsun.” Aşkı, bağlılığı daha güzel nasıl anlatırız ben bilemiyorum.

Demir ve Selin'in beklenmeyen yüzleşmesi. Derler ki insan en çok en sevdiğine kızarmış. Başkalarının çok büyük hataları gözüne görünmez de sevdiğinin yaptığı küçücük yanlış gözüne dünyanın en fena şeyi gibi görünürmüş. Burak’ın da hinliğiyle yanından ayrılan Demir’i, Eylül’ün yanında gören Selin birden fazla duyguyu aynı anda yaşadı. Kıskançlık, kızgınlık, hayal kırıklığı… Selin zor da olsa Eylül’ün varlığını kabul etti ancak hâlâ Demir’le geçmişlerinden dolayı onu sevdiğinin yanında görmeye katlanamıyor. Kızgınlığı o kadar arttı ki ayrıldık kelimesini telaffuz etti. Bu, inanarak söylediği bir şey değildi; Demir anlasın istiyordu, Eylül’le onu görmenin nasıl acı verici olduğunu.  Neyse ki Demir artık sevdiği kadını öyle iyi tanıyor ki bu sözlerin sadece lafta olduğunu, Selin’in tüm bunları özlemden yaptığını biliyordu. Tıpkı eski zaman âşıkları gibi sevdiği kırıldığı için evin önünde onu bekleyip Selin yanına kabul etmese de varlığıyla “Bak ben senin yanındayım” diyordu. Demir sabırla beklese de tabii ki sabrın da bir son kullanma tarihi vardır. Demir ise bunu çoktan geride bıraktı.

Demir ve Selin mesajlaşıyor. Uzun süre olayları sindirsin, kafasında oturtsun ve doğru kararı alabilsin diye Selin’i kendi hâline bırakan Demir, bir şekilde bunun olmayacağını da görmüş oldu. Yanındayım demesi, bunu göstermesi nedense bir şekilde Selin’e ulaşmıyordu. Artık ipleri eline alması ve Selin’in alamadığı kararları tek başına alması lazımdı. Selin rahatlasın, biraz vakitle toparlansın diye evden gitmiş, özlerse aklı başına gelir diye düşünmüştü bugüne kadar. Tam başarılı olacakken dış mihrakların bir oyunu sonunda yine başa döndüler. Demir’inse tüm bu süreci baştan yaşayacak ne gücü ne de sabrı var. Bu sebeple de ipleri eline aldı “Ben eve dönüyorum, sende akşam eve geliyorsun.” dedi. Kısa ve netti bu. Selin’e seçme şansı bile vermedi. Zaten verse ne olacağını çok iyi biliyordu. İkisi de damla damla tükenecekler, ayrıyken özlem çektikleri hâlde, ne yaptıklarını bilmemenin siniriyle yine apayrı yönlere ve daha sert savrulacaklardı. Dana önce Selin’e “Sen benimsin!” demişti. Selin bunu tam olarak anlamamış olacak ki sözlü anlattığını artık fiziksel olarak hissettirme kararı aldı. Tüm bu olanlar Selin gibi özgürlüğüne düşkün birini rahatsız eder diye düşünmüştüm ama tam aksine, oldukça hoşuna gitti. Öğlen açan çiçeğin kafası, o kadar karışık ki bırakın karar almayı ne düşüneceğini bilemez hâlde dolanıyordu ortada. Demir’in attığı adımlar ikisinin de mutlulukları için zorunluydu ve bana kalırsa başarılı da oldu.

Demir, Selin'i zorla evlerine götürüyor. Aşk bir delilik hâli. En sakin insanın içinden bile bir canavarın çıkmasına sebep olur. Demir baktı ki Selin lafla yola gelmeyecek, tıpkı eski zaman erkeklerinin yaptıkları gibi atının terkisine atarak Selin’i yuvalarına götürdü. Belki bir kız kulesi inşa ettirmedi ama Peter ve Wendy’nin evini aşılmaz bir kuleye çevirdi. Böylelikle Selin her zaman yanında olacak, ne yaptığını bilecek ve kafası karışmayacaktı. Zaten önceki planın saçma olduğunu defalarca dile getirmiştim. Selin ve Demir gibi hayatları böylesine iç içe geçmiş iki insan, ayrı düşerlerse bırakın toplanmayı, bir süre sonra bir arada kalmayı bile zor becerirler. Hâli hazırda gidişat da o yöndeydi. Selin bunu göremese de Demir başardı. Selin’i kurgularından kurtarmak ve gerçekten ama gerçekten kimin yanında olmak istediğini göstermek için onun tüm yollarını kendisine çıkardı. Demir bu durumu sözcükleriyle defalarca dile getirse de bazı insanlar laftan anlamaz, görmesi lazımdır. Selin içten içe Demir’in kendisine nasıl âşık olduğunu bilse de kafasında kurdukları yüzünden gereken adımı atacak cesareti bir türlü bulamadı kendinde. Yetmedi bir de yeni duvarlar örmeye kalkınca Demir tam da beklediğim gibi her şeyi yıkıp ellerini tuttu, sevdiği kadının. Başka zaman olsa fazlaca kızabilirdim ama bunu o kadar tatlı yaptı ki sahneleri izlerken yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım.

Selin ve Demir yeniden evlerindeler.Diyeceksiniz ki belki Selin’in hoşuna gitmedi yazar hanım, nereden çıkardın tatlı olduğunu? Bence hoşuna gitti ve hatta bayıldı bu duruma. Çünkü o hayallerinde Peter Pan’ı bekleyen bir kız çocuğu. Peter de kural dinlemeyen, deli dolu ve sevdiklerini inandıkları yolda zorlayan bir masal kahramanı. En başında bu adama bu yüzden âşık olmadı mı zaten? Kaldı ki zaten hoşuna gitmeseydi ertesi gün yine o evde olmazdı. Gitmek isteyenin önünde dağlar, denizler duramaz. Bir noktadan sonra Demir de pes etmek zorunda kalırdı ama tabii ki öyle olmadı. Selin uzun süre mücadele etti, bittiğine inanmak istedi. Ancak o her inanmak istediğinde, her şüpheye düştüğünde Demir tam önünde durdu. Buradayım dedi. Seni bırakmıyorum ve ben seninle her şeye varım dedi. Zaten gerçek sevgi böyle değil mi?  Birini gerçekten ama gerçekten seviyorsanız onun yanında, her şeye rağmen, her zorluğa rağmen olursunuz.

Demir, Selin'i öptü. Peter ve Wendy büyülü kovuklarına girdikleri anda zaten her şeyin çözülmesi an meselesiydi. Üçüncü şahısların aralarına ördüğü dikenli yollar ve acılar onları ayırmaya yetmezdi, yetmedi de. Selin karşısındaki insanın onu nasıl sevdiğini, gözünden kıskandığını, kolladığını ve onun tüm dünyası olduğunu tamamen anlayınca daha da fazla direnmedi. Kafasında acabalarla uyuyan Demir’i eskisi gibi sıcacık uyandırarak artık bende yanındayımı kalbiyle söyledi. Sözcüklere inanmadığımı defalarca kez söylemiştim zaten. Selin ve Demir, bir kez daha sözcüklere gerek duymadan kalpleriyle konuştular. Aşkın en sevdiğim yanı da budur. Dil lal olur, kalp bülbüle döner.

Demir ve Selin tekrar birlikte.Onlar tam her şeyi yoluna sokup ellerini yeniden birleştirdiklerinde dışarıdaki dünya da tüm acımasızlığıyla onları bekliyordu. Burak’ın yazın karıştırdıkları yüzünden tüm şirket, büyük bedeller ödemek üzere şimdi. Özellikle de Demir. Batan bir şirketi satan alan çok başarılı bir mimar o. Sanırım insanları, durumu bilmediğine ikna etmesi pek de kolay olmayabilir. Sona yaklaştığımızı düşünecek olursak fazla uzayacağını düşünmesem de yine de can sıkıcı olacağını düşünüyorum. Demir’i başkalarının hataları yüzünden zor zamanlar beklese de onda Burak’ta olmayan bir şey var: Kendisine inanan insanlar. Selin daha polisler gelmeden ellerini tuttu, birlikte atlatacaklarının mesajını, yanında olduğunu tek hareketiyle gösterdi. Peter ve Wendy’e de bu yakışırdı. Şimdi Kaptan Kanca düşünsün, biz değil.

Demir, Selin'le yakınlaştı. Her Yerde Sen bu hafta da bizlere eğlenceli, romantik ve seyri keyifli bir bölüm hazırlamış.

Yazan, çeken, oynayan ve kamera arkasında bize bu güzel bölümü hazırlayan herkesin emeğine sağlık.

Yazıma Edip Cansever’in bu güzel dizleriyle son veriyorum. Haftaya görüşmek üzere. Sevgiyle kalın ve mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin.

İçinden doğru sevdim seni
Bakışlarından doğru sevdim de
Ağzındaki ıslaklığın buğusundan
Sesini yapan sözcüklerinden sevdim bir de
Beni sevdiğin gibi sevdim seni
Kar bırakılmış karanlığından

Benzer Yazılar

Bir Yorum Yazarak Siz de Katkı Sağlayın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.