İnadına Aşk 19. Bölüm

O Defne& Yalın buluşmasını görmeseydim şimdi akıllı uslu, ciddi cümleler edecektim. Teşekkürler, takdirler sunacaktım. Şimdiyse devreler yandı, aradığınız Sinem’e ulaşılamıyor. Derinnnnnn bi nefes alıp kendime geliyorum derhal ve bu konuya sonra değinmek üzere yoruma geçiyorum, hemen.

Bu bölüm ( oyunculuğa az sonra değineceğim önce tipleme) bir süredir oya gibi işlenen Yalın Aras karakterinin bence zirve yaptığı bölümlerden biriydi. Canı deli gibi yanan ama kendini sur duvarları ardına gizleyip kaya gibi dimdik duran Yalın Aras izledik, en dolusundan. Aklı bir an bile geriye itmeden, sükûneti elden bırakmadan, kontrolü elde tutan bence “güç”ün en doğal hâlini gördük. Acıdan darmadağın olan ve bunu deli Karadeniz öfkesiyle dışa vuran Çınar’ı kontrol eden de oydu, ailelerin karar ve kontrol mercii Toprak’a yol gösteren de… Defne’nin müthiş bir akıl oyunuyla gönderdiği sinyali alıp kızları kurtaran da…

Bir erkeğe sırtını dayayıp “O varken bana bir şey olmaz!” duygusu yaşamanın şımarıklığını ve rahatlığını bilen bir kadın olarak diyebilirim ki bir kadın için en büyük “güven”dir bu. Ne olursa olsun seni bulacak, ne olursa olsun yanıbaşında bitecek, ne olursa olsun korunduğunu hissettirecek bir erkekle olmak. O güvenle de Defne gibi büyük bir iç rahatlığıyla “Benim aşkım bitmez!” dersiniz. Bir an bile tereddüt etmedi Defne, mesajının anlaşılmayacağına dair. Üstelik o mesajı kimin çözeceğini de adı gibi biliyordu.

Bütün serinkanlılığına, bütün otokontrolüne rağmen yalnız kaldığı salisede dışarı vuran acı ve o acının yaktığı gözler… Diyecek, söylenecek söz yok…. Sadece var olun diyorum senaristçiklerim…

Gelelim oyunculuk meselesine. Takip edenler bilir 19. Bölüm fragmanını gördüğüm andan beri “Bu bölüm Can Yaman’ın bölümü olacak!” dedim durdum. Hem büyük bir beklentim vardı ( ilk kez itiraf ediyorum) hem de büyük bir korkum: Bölümün onun üstüne odaklanacağını ve Can Yaman’a büyük iş düşeceğini biliyordum ama bir yanım da eğer olmazsa, eğer senaryonun hakkı gelmezse hem izleyici olarak kendi adıma hem de giderek parlayan bir oyuncu adına içim yanacaktı. Peki ya sonuç?

Yine hadsizlik etmişim. Yine güvene korku eklemekle çizgiyi aşmışım.

MUHTEŞEMDİN CAN YAMAN!… Gerçekten muhteşemdin! Herkesin bayıldığı o ağlayan Yalın değil sadece baştan son kareye kadar muhteşemdin! Defne’nin “Özledim seni bunu hisset!” dediği cümleye kadar omuzları düşük, iyi görünse de bitik bir adam vardı ekranda. O cümlenin büyüsüyle bakışlar canlandı, duruş değişti, yürüyüş değişti!

Kızlar bulununca sululuk yapan adam, Toprak’a akıl verirken birden Arass Teknolojinin büyük patronu oldu. Defne’yi evden çıkarmak için Toprak’tan izin isterken serseri liseliye dönüverdi. Defne’yle birlikteyken o artık giderek daha çok hayran olduğum âşık adama geçti. Sanki çok şık bir dans gösterisi izler gibiydim. Hiç aksamadan her duygu değişimini inanılmaz bir zarafetle ve büyük bir kıvraklıkla verdi.

Güzel bakan adam “Güzel adam” dır diyorum ve Defne’ye bakarken o güzel adamı her karede bir başka güzel sunuyor bence Can Yaman!

Bu bölümden sonra yüreğimde kocaman bir yerin var, Can Yaman! Hoş geldin güzel kardeşim!

Açelya Topaloğlu’na gelince geçen bölüm sözünü ettiğim birlikte hareket etmenin getirdiği uyum bu bölüm de fazlasıyla kendini gösterdi. Gemideki sahneler çok iyiydi ama ben en çok Yalın ve Defne’nin birlikte olduğu sahnelerde seviyorum Açelya Topaloğlu’nu ve giderek izlemeye doyamadığım bir çift görüyorum ekranda.

Şimdiiiiii. Gelelim bence gecenin en büyük sürprizine: İstek dilekçemin ilk maddelerinden biriydi Yalın ve Defne’nin bir gece dışarıda birlikte vakit geçirmeleri. Yalın’ın Toprak’tan izin almak için geldiğini duyunca çığlık attığım doğrudur. Valla siz senaryo gereği ya da bir başka niyetle de yazmış olsanız sevgili senaristçiklerim ben üstüme aldım. Bilginize…. Benim için harika bir hediyeydi, hem de çok harika. Milyonlarca teşekkür….

Bu arada istek dilekçemin diğer maddelerini de böyle umduğumdan da muhteşem yazacaksanız beni şımartmak başınıza iş açar bak uyarmadı demeyin, sonra! Bitmez benim isteklerim haberiniz ola…