“Gözlerini Kapa Öyle Dinle”
Yazar: Sinem ÖZCAN
“Çok hoşuma gidiyor bana inanman
Bana güç ve huzur veriyorsun”
Ferit’in pikaba yerleştirdiği plaktan ilk notalar yayılmaya başladığında “Var bir şey bu şarkıda, şunu bul ve adam gibi bir dinle!” dedi iç sesim. Bölüm bittikten sonra yorumu yazayım derken aramaya fırsatım olmadı ama yorum bittiğinde bana göre hâlâ eksikti.
Çok sevdiğim bir arkadaşım yetişti imdadıma ve epeyce didindikten sonra bana şarkıyı buldu. Her ne kadar bizim bulduğumuz Ferit Bey’in 1975 – Chicago soundu değilse de Bill Baylis and Simon Stewart’ın “ You’re Special”ında benim için önemli olan sözlerdi.
Girişe aldığım iki dize, önsezimin beni yanıltmadığının işareti ama şarkının çok daha hoş bir yeri var aslında: “ Çünkü hiç bir zaman itiraf etmenin doğru zamanı değil/ Sen benim dünyamsın / Sen benim her şeyimsin” 6. bölüm yorumunun bir yerinde Ferit hislerini sıradan kelimelere hatta kelimelere dökecek biri değil demiştim. Bu düşüncemi öyle iyi örnekledi ki bu dizeler… Her şeyi milimi milimine hesaplayan Ferit Aslan, onca plak içinden bunu sadece ezgisi yüzünden dinletmedi elbette Nazlı’ya… Belki henüz kendisi de farkında değil ama Nazlı’nın “O yürek orada boşu boşuna durmasın!” öğüdüne uyduğunu ve yüreğinin sesine kulak verdiğini düşünüyorum ben.
“Özelsin” şarkısı aslında genel olarak Ferit’in söylemek istediklerini iyi karşılıyor. (Müzik seçimini çok başarılı buldum belirtmeden geçmeyeyim. Hem türüyle hem melodisiyle hem de sözleriyle tam “Feritlik” olmuş.) Ama özellikle “Yalan yok çünkü sen zihnimdeki özel şeysin!” dediği yerde ben de içimden “Hah, bana bunlarla gel Ferit Aslan!” dedim. Annesinin babasını aldattığını öğrendiğinden beri kadınlar konusunda büyük bir güvensizliği var Ferit’in. Üstüne bir de Demet felaketi yaşamış (henüz o ilişkinin ayrıntılarını bilmesek de)… Bütün bunlar, yüreğinin sesine güvenmemeyi öğretmiş Ferit’e.
Gel gör ki yürek bu, başka şeye benzemez. Sen onu istediğin kadar sustur, istediğin kadar anlattıklarını duymazdan gel, o bildiğini okur. Haaaa, onu dinlemiyor musun? O zaman da en güvendiğin yere, zihnine, sızmanın yolunu bulur. Nazlı, Ferit’in yüreğine girip kendine yer açmakla uğraşadursun, yürek de onun beyninde minik minik soru işaretleri serpmekle meşgul… Şimdilik Ferit’e “O başkalarına benzemiyor!” mesajını ısrarla veriyor. Üstelik buna inandırmakta yavaş yavaş da başarılı oldu, bile. Engin’in daha önce Nazlı için “zengin koca avcısı” yargısından çabucak etkilenen Ferit, bu defa onun “Nazlı da Fatoş gibi…” değerlendirmesini hiç dikkate almadı. Bu da zehirlenmeye başladığının en açık delillerinden biri…
Gözleri kapalı Nazlı’yı izlerken de o bakışta “beğeni” yanında bambaşka bir şey görüyoruz. Aslında o görüntüyü zihnine hapsetmek istiyor Ferit Aslan. Bugüne dek karşılaştıklarından çok farklı bir kadını, onun için “özel” bir kadını her gözünü kapadığında görebilmek için her detayı zihnine almak ister gibi bakıyor.
Peki, niye “özel” Nazlı, Ferit için? Cevabı girişteki dizelerde saklı bana kalırsa… Ona inanan bir kadının verdiği huzur yüzünden… Nazlı, mutlu bir kadın… Ferit’ten önce de mutlu; Deniz’le, Bulut’la ve Ferit’le birlikteyken de… Mutluluğunun getirdiği bir rahatlığı ve pozitifliği var. Üstelik Ferit’i -Demet’i kıskandığı için yaptığı konuşma hariç- hiç yargılamadı, hiç huzursuz etmedi ve özellikle Bulut konusunda ona hep inandı. Kendi varlığını Ferit’in evine ve hayatına sokarken de bunu huzursuzluk çıkarmadan ama kararlılıkla yaptı. Ferit, düzeni değiştiğinde bile bundan şikâyetçi olamadı çünkü yeni düzen ona kolaylık ve rahatlık getirdi. İşte, bütün bunlar henüz farkına varmasa da Nazlı’yı “özel” kıldı.
Şarkının en sevdiğim yerlerinden biri de “ Evet, kalbimden geliyor söylediğim; bu anı her gün yaşamak…” dizeleriydi. “Bu anı her gün yaşamak…” duygusu çok kritik bir nokta… Ferit henüz bu çizgiye gelmediyse de dinlediği ve dinlettiği ezgi onu hepimizin görmeyi istediği yere hızla götürüyor gibi…
Şimdi bana, “Rastgele bir şarkıdan neler de çıkardın?” diyebilirsiniz. Üstelik itiraf ediyorum. Şarkıyı çok aradık ve bulunca da %100 emin olamadık doğru parça mı diye… Ancak şarkı bahane… Galiba söylemek istediklerime sadece bir araç o…
Şarkıyı bulup çıkarana kadar beynini yediğim Sevgili Ferhan’a, bölüme bu kadar enfes bir müziği yerleştirip beni böylesine düşündürenlere, şarkıya harika bir atmosfer katan Çağrı Bayrak’a ve tabi ki Özge Gürel’le Can Yaman’a bayılarak izlediğim sahneyi yarattıkları için çok teşekkürler…
Dinlemek isteyenler için şarkının linkini bırakıyorum, buraya…