YAZAR :Şeyma BULUT Bu hafta Sefirin Kızı bittiğinde ben de karmakarışık duygular içerisindeydim. Biraz mutlu, biraz da endişeliydim aslında. Mutluluğumun sebebi basit: Bir yıldan fazladır tanıdığım, hep yaralarını gördüğüm, her yol ayrımında o yaraların daha da derinleştiğine şahit olduğum Sancar’ın sonunda kalbinin sesini dinlemesi beni inanılmaz mutlu etti. Belki ilk aşkından yana yüzü gülmedi, her […]

YAZAR:Şeyma BULUT Bu hayatta her şeyin bir miadı vardır. Bir iş yaparsın, sonra artık başka bir şey yapmaya karar verirsin, o işi bırakırsın ya da emekli olursun. Bir ev inşa edersin, sıkılır satışa çıkarırsın. Bu listeyi birçok hususta uzatabiliriz, bir tek konu hariç. Sadece tek bir şeyi asla bu listeye dahil edemeyiz : Anne, baba […]

YAZAR:Şeyma BULUT Çocuklar… Bana soracak olursanız bu dünyanın en masum varlıklarıdır. Onlar masum, saf, dünyanın anlamını çok da kavrayamayan insanlar olarak görülebilirler ama bence öyle değil. Masum ve saf kısmına sonuna kadar katılırım ama içinde yaşadığımız dünyayı en az bizim kadar kavrayabiliyorlar sadece kendilerine özgü bir lisanla ifade ettikleri için bence biz onları anlamıyoruz. Halbuki […]

YAZAR:Şeyma BULUT Sefirin Kızı başladığı günden bu yana bana hep bazı duyguları, kavramları sorgulattı. Uzun süreler aşk, sevda, inanç gibi durumları tartıştık burada. Dizide çok büyük değişimler olsa da bu özelliğinden hiçbir şey kaybetmedi, hala her yeni bölümde yepyeni bir duyguyu sorgularken buluyorum kendimi. Bu hafta üstünde uzun uzun düşündüğüm mesele acıydı! Evet, acı. Tıpkı […]

YAZAR: Şeyma BULUT Ben bazı konularda çok hayalperest bir insanım. Daha doğrusu umutlu diyeyim, öylesi daha doğru olur. Mesela hep mutlu sonlara inanırım. Bir sürü dert, tasa çekilecek; insanlar sınanacak ama sonunda herkes mutlu olacak diye düşünmek istiyorum. Hayat zaten zor, bu inançla yaşamaya çalışıyorum. Belki de bu yüzden yazılarımı hep aynı sonla bitiriyorum: Mucizelere inanmaktan […]

                                      YAZAR: Şeyma BULUT  “Ölürsen destan olur, yaşarsan yalan…”  sözleriyle tanışmıştım Sefirin Kızı’yla. Daha tek bir replikle bağlanıvermiştim kırık dökük parçalanmış Nare’yle onun efesinin destanına. Nasıl bağlanmayacaktım ki? Bir yanda en kötü hikâyesi, sevdiği insan tarafından yazılan […]

YAZAR: Şeyma BULUT Bu hayatta en sevdiğim eylem düşünmek. Bazen oturup tek bir kelime üzerinde saatlerce düşünürüm.  Son zamanlarda da belli duygu ve durumlar üzerine fazlasıyla düşünüyorum. Özellikle de aşk, sevgi ve fedakârlık gibi kavramları anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyorum, bilhassa da fedakârlığı. Bu kavramın çok yanlış yorumlandığını düşünüyorum. “Ben şunun için çok fedakârlık yaptım!” sözünü her duyduğumda […]

YAZAR: Şehriban Simay DEMİR Doğduğun Ev Kaderindir’i izlerken çoğu zaman kendimi de sorgularken buluyorum. Geçmişimi yoklarken yakalıyorum kendimi. Ben de çok mücadele ettim mesela okumak için, istediğim mesleği yapabilmek, kendi ayaklarımın üzerinde durabilmek için. Düşünüyorum da bir okulumuz olsun diye imza kampanyası başlatmıştık, dönemin kaymakamından yardım isteyip bir de ailelerimizi ikna etmiştik. Şimdi arkama dönüp baktığımda […]

 YAZAR:Şehriban Simay DEMİR Aşkın, sevginin her hâline tanıklık ettim Doğduğun Ev Kaderindir’de; sevginin o en masum hâlinin nasıl saplantıya dönüşebileceğine şahit oluyorum birkaç bölümdür. Sevginin koşulsuz fedakârlığını da seviyor diye fedakârlık isteyeni de gördüm. Ama en önemlisi bir sevginin nasıl yavaş yavaş bir kalpten sökülüp alınabileceğini, aşkla dolu bir kalbin ne denli korkuyla dolup taşabileceğini […]

YAZAR: Şehriban Simay DEMİR Gerçek aşkın, sevginin insanı güzelleştiren, iyileştiren duygular olduğunu tekrar tekrar yazmaya itiyor Doğduğun Ev Kaderindir beni. Sahi; içimizdeki merhameti, şefkati dışarı çıkarıp kini, nefreti, öfkeyi yok etmez mi asıl sevgi? Gerçekten sevdiğimizde  karşılığında bir bedel istemeyiz ki karşımızdakinin varlığı, iyi ve mutlu oluşu bizim için en büyük ödül değil midir? Bir damla […]